Tuesday, June 23, 2009

Critical Mass Istanbul

04/09 Critical Mass Istanbul from Chat Noir on Vimeo.


English here
Critical Mass ilk olarak 1992 yılında San Francisco’da başlayarak bütün dünyaya yayılan bisiklet turlarına verilen isim. Bisiklet severlerin hemen hepsinin ortak istekleri olan pedallamanın ne kadar sıradan bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyor bu fikir. Bir fikir olduğunun altını çizdim ben de onlar gibi çünkü amaç bir organizasyon ya da etkinlik olmadığının vurgulanması. Lider yok, belirli bir rota yok. Sadece gün, saat ve yer belli. Gerisi sadece pedallamaya kalıyor.

Hiç bir şeye karşı olmayan bu fikir, tüm insanlığın bisiklete karşı olan önyargıları yıkmak ve bisikletlerin de bu trafiğin bir parçası olduğunu anlatmak için var. Kendi aralarında sık kullandıkları (bazen turlarda bağırarak söyledikleri) ağızdan ağıza yayılmış bir sloganı da var: “Trafiği engellemiyoruz, trafik biziz!”

05/09 Critical Mass Istanbul from Chat Noir on Vimeo.

Sunday, June 21, 2009

Kazım Koyuncu'ya anma...

ölümünün 3. yılında...



"Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."

Saturday, June 20, 2009

song of the day...


Ignore the video, the song is great...
youtube'da tunel kazacaklar icin: http://www.youtube.com/v/wI-tYkfBe3A&hl=en&fs=1&

Tuesday, June 16, 2009

Yaşar Kemal: Hasankeyf’i yok etmek dünyanın mirasını yok etmektir.

16 Haziran 2009

Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesini talep eden uluslararası imza kampanyasına şarkıcı Tarkan, Orhan Gencebay ve Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk’tan sonra bir destek de Türk edebiyatının dev ismi Yaşar Kemal’den geldi.

Dilekçeyi imzalayan Yaşar Kemal yaptığı açıklamada, doğasını, tarihini ve kültürünü yok eden toplumların ayakta kalamayacağına dikkat çekerek, şunları söyledi:

Bütün yüreğimle inanıyorum ki doğayı yok etmek suçların en büyüğüdür. Hiçbir şekilde bağışlanamaz. Bugüne kadar insanlığı ne kadar savunduysam doğayı da o kadar savundum. Şunu bilmeliyiz, doğanın yok olduğu gün insanlık da yok olacaktır.

Bir zamanlar barajlar ekonomik kalkınmanın ‘olmazsa olmazı’ sanılırdı. Oysaki bilinçsizle yapılan barajlar doğayı yok eden nedenlerin başını çekti. Örneğin, Sovyetler Birliği’ni ne reformlar ne de Gorbaçov yıkmıştır. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ana nedeni barajlardır. Sovyetler Birliğinde barajlar üstüne yapılan yanlışlar buğday ambarı sayılan bir bölgeyi yok etti, 1963’te buğdayını Kanada’dan getirtmek, ekmeği karneye bağlamak zorunda kaldı. Bugün hala Aral Gölü topyekûn çöl olmasın diye uğraşılıyor.

Barajlar doğayı yok etmekle kalmıyor, toprak tuzlanması, çölleşme, hastalıkların artması gibi tahribatlar yanısıra kültürü ve verimli tarım arazilerini de yok ediyor. Nehir yatakları dünyanın en verimli tarım arazileridir. Barajlar bu toprakları yok etmiştir.

Tarihi miras tüm dünyaya bırakılan bir mirastır. Taliban, Afganistan'da Bamyan’da Buda heykellerini yıktığında dünya ayağa kalkmıştı. Doğasını ve tarihini yok eden bir toplumun gelecekte ayakta kalması mümkün değildir.

Hasankeyf’te doğayla tarih birbirinden ayrılamaz biçimde içiçedir. Bu bütünlüğüyle bugüne ulaşmış Hasankeyf’in zenginliğini kurtarma kazılarıyla, hele hele uygulaması imkansız olan başka yere taşıma önerileri ile yok etmek dünyanın mirasını yok etmektir.

Hasankeyf için Doğa Derneği’nin başlattığı kampanyayı da sonuna kadar savunacağım. Hasankeyf bir dünya mirasıdır ve UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmelidir.”

Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından hazırlanan dilekçede, Hasankeyf’in en az 10 bin yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı türleri ile UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılayan insanlığın sahip olduğu en eski kentlerden birisi olduğuna dikkat çekiliyor.

Barajın yapılması halinde tarihi kent Hasankeyf ile birlikte 300'den fazla arkeolojik alanın sular altında kalacağı ifade edilen dilekçede Ilısu Barajı’nın birçok endemik ve küresel ölçekte nesli tehlike altında canlı türünü de tehdit ettiğine işaret ediliyor.

Dilekçe, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile projeye kredi sağlayan ülkelerden Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avusturya Başbakanı Werner Faymann ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf Merz’e iletilecek.

İmza İçin:

www.hasankeyfesadakat.com

Daha fazla bilgi için:

www.dogadernegi.org

Saturday, June 06, 2009

the world’s first 3D animated “Open movie”


Elephants Dream is the story of two strange characters exploring a capricious and seemingly infinite machine. The elder, Proog, acts as a tour-guide and protector, happily showing off the sights and dangers of the machine to his initially curious but increasingly skeptical protege Emo. As their journey unfolds we discover signs that the machine is not all Proog thinks it is, and his guiding takes on a more desperate aspect.

Elephants Dream is a story about communication and fiction, made purposefully open-ended as the world’s first 3D animated “Open movie”. The film itself is released under the Creative Commons license, along with the entirety of the production files used to make it (roughly 7 Gigabytes of data). The software used to make the movie is the free/open source animation suite Blender along with other open source software, thus allowing the movie to be remade, remixed and re-purposed with only a computer and the data on the DVD or download.

Monday, June 01, 2009

Kimin Biyogüvenliği?!


ABD Tarım Bakanlığı’nın, TBMM milletvekillerini, GDO’ların önünü açacak Biyogüvenlik Yasası’na onay vermesi için ABD’de ağırlamalarıyla ortaya çıkan lobi faaliyetinin tek olmadığı anlaşıldı. 2005 yılında yazılan rapor, bu gezi dahil yapılacak lobi faaliyetlerini ve geçmişte yapılanları tek tek ortaya koyuyor.

Özgür Gürbüz'ün 31 Mayıs 2009 tarihli haberini okumak icin tiklayin...